İnsanlar balı keşfettiği eski çağlardan bugüne kadar bal en değerli gıdaların başında geldi. Gerek tadı gerekse faydaları onu değerli kıldı. Deyimlere, efsanelere konu oldu. Deyimlerde, atasözlerinde hep zıttı gibi görülen acı ile birlikte kendine yer bulsa da edebiyat dehlizlerinin dışında, maddi dünyada tarihten bu yana tahtını korumuş ve kimi zaman gücün simgelerinden biri olmuştur.
Tüm değeri tadından, faydalarından ve ulaşılmasının zorluğundan değil aslında. Onu belki de en değerli yapan üretiminin insan eliyle değil doğrudan arılar tarafından yapılmasıdır. Bal, bir hiyararşiye dayanan geniş bir üretim ağının sonucudur. Kraliçe arı bu hiyerarşinin tepesinde, erkek arının üstündedir. İşçi arılar en geniş ve en alt katmanı oluşturmaktadır. İşçi arılar bu operasyonda hem balın üretimini hem de kraliçeye ve onun bıraktığı yumurtalara bakımı üstlenir. Bunun dışında bir de kendi döllenmelerini tamamlayıp kraliçe arıyı ve kraliçe adayı arıyı besleyerek üretim aşamalarının her defasında yeniden üretimini sağlamaktadır. Bu açıdan üretim aşamalarının yeniden üretimi hususu hariç insanların üretim ilişkileriyle yakın benzerlik gösterir.
Bir benzerliği de asli amaç olarak işçi arıların kraliçe arıyı -yani üst sınıflarını- beslemek üzere topladıkları balları insanların da yine üst sınıflar için ulaşılabilir hâle getirmesidir. Bu da yine balın –özellikle geçmişte- sınırlı kişilerce ulaşılabilir olduğunu gösterir.
İnsanların arılarla ilişkisi tarih öncesi zamanlara dayanmaktadır. Fresklerde ve yazılı kaynaklarda gösterilen,anlatılan arıcılık faaliyetleri , günümüzde hâlâ belli bölgelerde ilkel haliyle yapılmaktadır. Bunda arıcılığın yapıldığı alanın sosyoekonomik durumunun yanı sıra coğrafi şartları da etkilidir. Başlığa,konuya ve ilgi çeken bu muhteşem fotoğrafa sebep olan Gurung Balı da yine bahsettiğimiz bu teknolojik imkansızlıklar ve zorlu coğrafi şartlar sebebiyle dünya üzerindeki en ilkel ve en tehlikeli arıcılık faaliyetlerinden birisi belki de birincisidir. Belgesel ve gezi fotoğrafçısı Andrew Newey’in iki haftalık Nepal gezisinde fotoğraflayıp tarihe not düştüğü bu ilkel bal avcılığı, balın ve arıcılığın tarihine ışık tutarak insanlığın ya da daha genel ifade ile doğanın bu eşsiz mirasının değerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Emeğin en saf ve kutsal hâlini gördüğümüz bu fotoğraflar eşliğinde kadim Gurung kabilesini ve Gurung balını tanıyalım.

Bal Toplama.
Kaya sığınakta bulunan
tarih öncesi resimden yola çıkarak yapılmış çizim.
La Coimbra, İspanya.
Kökeni 8000 yıl öncesine dayanan bir metodu hala uygulayan Gurung kabilesi “Apis Dorsata” arılarının Himalaya’nın güney yamaçlarında oluşturdukları kolonilerle adeta hayatlarını birleştirmişlerdir. Yoğun erozyona ve Muson yağışına maruz kalan bu bölgede tarım yapabilmenin zorluğu onları tek geçim kaynağı hâline gelen arıcılığa itmiştir. Madi Nehri vadisindeki bir köy olan Khilang‘a 20 dakikalık yürüme mesafesinde olan ve tabandan yüksekliği 50 metreyi bulan kayalarda Apis Dorsata kolonileri bulunur. Bu kolonilerdeki bal arıları, yaz sıcaklığının ve kuraklığın etkisiyle tepelere çıkıp muson yağışlarının etkisini gösterdiği dönemlerde ise ovalara iniyor.
Bal Avı

Toplayıcılık genelde Nisan ve Haziran ayları arasında yapılır. Toplama sırasında önce kolonilerin aşağısında çalı çırpı yakılarak yükselen dumanın arıları koloniden uzaklaştırması amaçlanır. Arılar uzaklaştıktan sonra uçurumun tepesinden aşağıya doğru bambudan ve halattan yapılan bir merdiven sarkıtılır. Merdiven hem aşağıdan hem de yukardan sağlam bir ağaca veya kayaya bağlanır. Aynı zamanda aşağıda duran Gurunglardan birkaçı merdivenin halatlarını kontrol eder.
Yamacın tepesinden aşağı inen bu “komandolar” ellerindeki uzun çubuklarla bal peteklerini keserek yine yukarıdan sarkıtılan sepete doldurmaya çalışırlar. Tabi bir miktar balı bırakmaya da özen gösterirler. Merdivendeki kişi ayaklarıyla kontrol ettiği sopayla da sepeti sabitlemeye çalışır. İşin sonunda sepet dolar ve aşağı indirilir.

Bu tehlikeli bal avı sırasında birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Bal avı giderek bir ritüel halini almış ve avcılar av sırasında çeşitli Budist duaları ve şaman adetleri gerçekleştirerek tehlikeden bu şekilde korunduklarına inanmaya başlamışlardır.
Bu toplayıcılık metodu ilkel zamanlarda birçok farklı bölgede değişik zamanlarda keşfedilmiş olabilir. İspanya’da bulunmuş bir takım duvar tasvirleri bunu kanıtlar niteliktedir.
Gurunglar Tarafından Tüketilmesi
Gurunglar balı genellikle peteğini çiğneyerek tüketirler. Diğer bal türleri kadar tatlı olmayan Gurung Balı, bulunduğu bölgenin bitki çeşitliliği fazla olduğu için baharatın baskın olduğu tatlar içeriyor. Gurunglar balı tatlandırıcı olarak yemeklerde ve ekmeği mayalamak için kullanıyorlar. Ayrıca dondurarak şekerleme olarak çocuklara da veriyorlar.

Gurung Balı’nın da diğer lokal ürünler gibi üretimi tehlike altında. Bunda en büyük etkenler, tıbbi olarak faydaları bilinmeye -bunun sonucunda popülerleşmeye- başlayan Gurung Balı’nı toplama imtiyazının kabile yerine yüklenici firmalara verilmeye başlanması, bu mesleği öğrenmede kabile gençlerinin isteksiz oluşu ve değişen iklim koşullarında Himalaya arılarının sayısının azalıyor olması sayılabilir. Ayrıca bölgenin ve bu sıra dışı bal avcılığının turizm turlarına dahil edilmeye başlanması da bal avcılığı için kaynakların tükenmesine yol açmaktadır.
Kaynaklar: Strickland,S.S. Honey Hunting By The Gurungs Of Nepal
Şenocak,Cemalettin. Arıcılık
Bober,Phyllis Pray.Antik Çağ ve Orta Çağ’da Sanat,Kültür ve Mutfak
(Çev.Ülkün Tansel)